Kıl dönmesi başlangıcı genellikle farkına varılmadan geçer. Çünkü iki gluteal kıvrım arasına düşen kıl, burada ki oluğa terle yapışır ve kalır. Kişisel hijyeni iyi olmayan, çok terleyen, kilolu olan erkeklerde bu kıl burada kalır ve sürekli oturma sırasında veya yürürken oluşan testere hareketi ile bir vida gibi dönerek cilt içine girer. İşte bu başlangıç dönemi hasta tarafından hemen hemen hiç fark edilmez. Daha sonra cilt içine giren kıl artık vücut için yabancı bir maddedir. Vücut buna karşı reaksiyon göstermeye başlar. Bu reaksiyon başlangıçtan sonra hasta yavaş yavaş bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamaya başlar. Önce kılın çevresinde yalancı bir kapsül oluşur ve vücut o bölgede sıvı toplamaya başlar. Buda kendini o bölgede şişme ile belli eder. Bu sıvı kendine bir sinüs deliği bulursa oradan akar ve drene olur.
Hastanın iç çamaşırını kirletmeye başlar. Her atak sırasında başka bir sinüs ağzı oluşabilir. Buna bağlı hastada birkaç tane delik oluşur. Eğer bu biriken sıvı drene olamazsa ve enfekte olursa apseleşebilir. Bu durumda kuyruk sokumunda şiddetli ağrı vardır. Hasta oturamaz, yürüyemez, erkenden tedavisi gerekir.
Kıl dönmesi En Fazla Kimlerde Görülür?
Kıl dönmesi özellikle erkeklerin ve çok oturanların bir hastalığıdır. 15-40 yaşları arası oluşumunda pik yaptığı yaşlardır. Erkenden tedavi edilemezse kronikleşir ve ömür boyu ızdırap veren bir hastalık halini alır.
Vücut kılları dışında elbiselerden kopar iplik parçaları, iç çamaşırlarından kopan ipliklerde bazen cilt altına girerek yabancı cisim reaksiyonuna neden olabilirler. Kıl dönmesi oluşumunda en büyük neden kişisel hijyendir. O bölgenin terli kalmaması, sık sık yıkanması, iç çamaşırların dar olmaması oluşumunu engeller. Bunun dışında aşırı şişmanlık, o bölgeye gelen travmalara bağlı oluşan tahriş. İki gluteal kıvrım arasındaki oluğun çok derin olması, çok uzun süre oturarak çalışma oluşumunu kolaylaştıran diğer faktörlerdir. Oluşumunda genetik yatkınlığında önemli olduğunu söyleyenler vardır.
Kıl dönmesinde şişme ve akıntılar olmaya başladıysa artık hastalık tam oluşmuştur. Bu dönemden sonra yapılacak işlem en kısa zamanda muayene olup tedavisini yaptırmaktır. Kıl dönmesi hastalarında akıntı ve ıslaklık sık görülür. Bu akıntı bazen kokuludur. Oluşan ıslaklık nedeniyle genellikle bu bölgede kaşıntıda vardır. Apseleşme varsa bu tabloya ağrıda eklenir.
Tedavide ne kadar erken davranılırsa o kadar iyidir. Olay kronikleştikçe bir çok sinüs ağzı oluşmakta ve tedavi zorlaşmaktadır. Erken vakalarda yapılacak işlem mikrosinüsektomidir. Lokal anestezi altında sinüsün olduğu kısım çıkarılır. 10 dakikalık bir işlemdir ve iş ve güç kaybı yapmaz. Daha ilerlemiş vakalarda ise çeşitli teknikler kullanılır. Bunlarda işlemi yapan cerrahın tecrübesine göre değişir.
Randevu ve İletişim Numaraları
Tel: 0 (232) 504 00 00
Cep ve Whatsapp: 0 (533) 963 54 45